Hayatın öğelerini içerisinde barındıran (belki küçücük) bir Blog. Profesyonel ve Süpermen, Süper bir Blog da değil. Hayır Bilmiyorum. Tek bildiğim dil Türkçe. Ziyaretiniz için teşekkürler. Çok doğru bir adres olmayabilir. Verdiğim bilgiler doğru olmayabilir. Eğlenceli olmayabilir. Özür dilerim. Kişisel Sanat Galerim ziyaretinize daima açıktır ve ücretsiz. Galerim ilk sayfalarda ve Profilimden ayrı bir galeri sayfama da ulaşabilirsiniz.
ÖNEMLİ ! / IMPORTANT !
30 Haziran 2021 Çarşamba
zam!
Gün öğleye uzanır...
0850, 0212, 0216 ve GSM vb. Telefon numaralarına sahip olan bazı kişiler bir yerlerden temin ettikleri çeşitli numaraları arıyorlar. Bu Dolandırıcılık işine benziyor.
Gün geceden Doğan güneşe hazırlanır...
29 Haziran 2021 Salı
Gün biterken...
28 Haziran 2021 Pazartesi
UYARI ! Bitcoin ! ❗ ❗
27 Haziran 2021 Pazar
Doğru Pazar
Halk, fakirlikten ve cahillikten, saflıktan dolayı doğru ve kaliteli üründen uzak üretim ve satış/pazarlama ve bunların erişiminin kolay olmasıyla Gerçek ve sağlıklı Tarım ürünlerinden çok uzaktır.
25 Haziran 2021 Cuma
siz bilirsiniz millet
24 Haziran 2021 Perşembe
nedir hak?
McAfee
22 Haziran 2021 Salı
Hayır!
21 Haziran 2021 Pazartesi
Covid-19 için Aşı
Bugün öğle itibariyle bir Aile Sağlığı Merkezine giderek Biontech Aşısı oldum. İlk aşım olundu. İkinci doz aşı Temmuz ayında.
Anadolu ağlar Anam...
20 Haziran 2021 Pazar
Şu Dünya!
Ünlü bir kadın o Şeyma Subaşı.
16 Haziran 2021 Çarşamba
Yasal Dinleme
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'na 83 milyonun kişisel verilerine ulaşma yetkisi
Anayasa Mahkemesi (AYM), Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın tüm kamu kurum ve kuruluşlarından 83 milyonla ilgili tüm bilgilere ulaşma yetkisine onay verdi.
AYM kararına göre, 24 Temmuz 2018’de çıkarılan 14 Nolu İletişim Başkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 17. Maddesinde, İletişim Başkanlığı’na bütün kurumlardan istediği bilgileri alma yetkisi verilmişti. Bu maddede, ”Başkanlık, görevleri ile ilgili olarak gerekli gördüğü bilgileri bütün kamu kurum ve kuruluşlarından ve diğer gerçek ve tüzel kişilerden doğrudan istemeye yetkilidir. Kendilerinden bilgi istenen bütün kamu kurum ve kuruluşları ile diğer gerçek ve tüzel kişiler bu bilgileri istenilen süre içinde öncelikle ve zamanında vermekle yükümlüdürler” düzenlemesi yer almıştı.
CHP YARGIYA TAŞIDI
CHP, düzenlemedeki “gerekli gördüğü bilgileri” ibaresinin anayasaya aykırı olduğu, temel hak ve özgürlüklere ilişkin konuların Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle düzenlenemeyeceği Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
AYM İPTAL TALEBİNİ REDDETTİ
Ankaragazetecisi’nde yer alan Alican Uludağ’ın haberine göre, Yüksek Mahkeme, 5’e karşılık 10 oyla iptal talebini reddetti. İletişim Başkanlığı’na verilen bu yetkinin anayasaya aykırı olmadığı belirtilen gerekçeli kararda, “Başkanlığı görevleri kapsamında gerekli gördüğü bilgileri istemeye yetkili kılan kuralın yürütme yetkisine ilişkin konuyu düzenlediği anlaşılmaktadır” denildi. Başkanlığın tanıtım, iletişim, bilgilendirme, doğru bilgiyle aydınlatma, işbirliği ve koordinasyon ile basın yayın odaklı görevleri dikkate alındığında gerekli olan bilgileri isteyebilmesinin görevlerini yerine getirebilmesi bakımından gerekli olduğu savunulan kararda, şu değerlendirme yapıldı:
“Nitekim istenebilecek bilgiler, başkanlığın görevleriyle ilgili olanlar ile sınırlı tutulmuştur. Bir başka değişle kural, başkanlığın belirlenen görevlerinin yerine getirilebilmesinin doğal ve zorunlu bir sonucu olarak bilgi isteme yetkisini düzenlemekte olup kişisel verilere ilişkin bir düzenleme niteliğinde değildir. (…) Bu itibarla kişisel verilere ilişkin düzenleme içermeyen ve kişisel verilerle ilgili bulunmayan kuralın Anayasa’nın İkinci Kısım Birinci ve İkinci Bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle Dördüncü Bölüm’de yer alan siyasi haklar ve ödevler kapsamında bulunduğu söylenemez.”
BAŞKAN DAHİL 5 MUHALEFET
Karara, AYM Başkanı Zühtü Arslan, Başkan Vekili Hasan Tahsin Gökcan, Engin Yıldırım, M. Emin Kuz ve Yusuf Şevki Hakyemez muhalefet ederek, karşı oy yazdı. Zühtü Arslan, düzenlemenin hem konu bakımından yetki yönünden hem de içerik yönünden anayasaya aykırı olduğunu kaydetti. Anayasada düzenlenen temel haklar, kişi hakları ve siyasi hakların Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle düzenlenemeyeceğine işaret eden Arslan, bunların “yasak alan” kapsamında olduğunu kaydetti. İletişim Başkanlığı’nın talep edeceği verilerin kişisel bilgiler olduğunu vurgulayan Arslan, bu yetkinin ancak yasayla açık, sınırlı ve belirli şekilde düzenlenmesi gerektiğini anlattı. Arslan, “Sonuç olarak iptali istenen kural, ister kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı ister daha genel anlamda özel hayatın gizliliği kapsamında kalsın, her durumda Anayasa’da kanunla düzenlenmesi gereken bir konudur” dedi.
Temel hak ve özgürlüklere yapılacak müdahale alanı genişledikçe, muhtemel keyfi ve ölçüsüz uygulamalara karşı bireylere güvence sağlayan kuralların daha açık ve belirli olması gerektiğini ifade eden Arslan, şunları kaydetti:
“Kişisel verilerin korunması hakkıyla ilgili dava konusu kural bakımından da geçerlidir. İletişim Başkanlığı’nın görev alanının oldukça geniş olduğu ve dolayısıyla iptali istenen ibarenin geniş bir alanda kişilerin temel haklarına müdahale olduğu ve dolayısıyla iptali istenen ibarenin geniş bir alanda kişilerin temel haklarına müdahaleye izin verdiği dikkate alındığında, kişisel verilerin korunması hakkını korumaya yönelik güvenceleri karşılayan açıklıkta ve belirlilikte düzenlemeye ihtiyaç olduğu izahtan varestedir.”
İLETİŞİM BAŞKANLIĞI’NA SINIRSIZ YETKİ
Arslan, kuralın İletişim Başkanlığı’na neredeyse “sınırsız bir yetki” tanıdığını belirterek, düzenlemenin belirsiz ve öngörülemez bir düzenleme niteliğinde olduğunu kaydetti. Arslan, düzenlemenin kişisel verilerin korunmasını güvencesiz hale getirdiğini vurguladı.
Bu Haber3 web sitesinden alınmış bir haber içeriği alıntıdır. Hber3 web site URL:
https://www.haber3.com/guncel/cumhurbaskanligi-iletisim-baskanligina-83-milyonun-kisisel-verilerine-ulasma-yetkisi-haberi-6020540
*********
Ben ne yazıyorum lütfen okuynuz!
**********
Önce Almanya ve şimdi ülkemize gelmiştir bu mobil telefonların dinlenmesi.
Bu izleme ve dinleme işi gizli yapıldığı gibi açık da yapılabilmekteydi. Ne oldu? Kanun yoluyla yasal bir iş oldu. Burası önemli; Kanun ve Devlet eliyle olacaktır bu izleme ve dinleme işi.
Bu izleme ve dinleme işinden nasıl kendimizi koruruz? Open Source ve Sweetzerland ve diğer ülkelerden gelecek çözümler ile bunu kısmen veya tamamen çözüm ile korunabiliriz. Kendi ülkemizden çözüm gelse bile hükümetin radarına girer.
Ancak, ülke devletlerin engelini aşmak pek de kolay değildir. Elbette çözüm var ama devletler ile başaçıkmak çok kolay sanmayın.
Çözüm kısmen olabilir ama hiç olmazsa bu sizi psikolojik olarak rahalatacaktır. Tam bir çözüm çok zor.
AK Parti ve elemanları elbette avantajlı olacağını düşünüyorum.
Devlet içinde devletcikler her zaman elbette avantaj her durumda ve her şey de...
Gerçek suçlular korksun isterim ama ülkemiz siyaset ile yönetilirken bu pek mümkün değil gibi.
********
Manisa Soma da bir maden faciasında yaşanılanlar unutulmadı elbet. Haber web sitelerinin manşetleri hiç iyi haber vermek yerine CHP'li bir MilletVekilinin göz yaşları ile dolu...
Anlıyorum ki Siyaset biterse konuşabiliriz.
İlla siyaset olacaksa Ülkemizi yöneten hükümet ve T.B.M.Meclisimizde olacak parti sayısı 3 olsun ve bunlar: C.H.P. , Memleket Partisi ve Mustafa Sarıgül'ün siyasi partisi yeterlidir. Bu bana göre bir tercihtir. Çünkü diğerlerini istemem. Bu 3 partili Meclis yeterlidir. Bu benim düşüncemdir. Siyaset devam edecekse düşüncem budur.
13 Haziran 2021 Pazar
Gelinlik
Camdaki kız isimli bir TV dizisi için hazırlanmış gelinliği haber içerikleri sunan bazı web sitelerinden gördüğüm kadarıyla oldukça güzel buldum. Çok fazla beğenilmiş gelinliğin özel tasarım ücreti 43.500 Türk Lirası.
Müsilaj
İstanbul'da "pes" dedirten görüntüler! Müsilaja aldırmadan denize girdiler
İstanbul'da, Marmara Denizi'nde ortaya çıkan müsilaj (deniz salyası) sorununu çözmek için başlatılan çalışmalar sürüyor. Sıcaklığın artmasıyla birlikte ise bazı vatandaşlar denize girdi. Reuters'ın çektiği karelerde vatandaşların müsilaja aldırmadığı görüldü.
Marmara Denizi'ni kaplayan salyaların temizlenmesi için salı günü 7 ilde çalışma başlatılmıştı. İstanbul'da bugün güneşli havayı fırsat bilenler, salyaya rağmen denize girdi. Bir yandan denize girenler, bir yanda da deniz salyası ilginç görüntüler oluşturdu.
Caddebostan'da denize girenlerden Berat Bilen, "Ben uzmanları da takip ediyorum. Denize çok girilmesini tavsiye etmiyorlar. Ben yaklaşık 10 gündür denize giriyorum. Aksi bir durum yaşamadım. Sağlık açısından herhangi bir sorun yaşatmadı bana burada, denizde yüzmeye karşı çok faydaları var.
"BİR ZARARININ OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM"
Bir zararının olmadığını düşünüyorum. Bunlar zaten deniz tabanından gelen denizin verdiği bir tepki kimyasal bir atık olmadığını düşünüyorum. Deniz salyaları denizdeyken üzerimize yapışıyor.
Denizdeki yosunun birazcık daha yoğun hali bu deniz salyası, suyun içerisinde bir perde gibi görebiliyorsunuz. Dediğim gibi herhangi bir kaşıntı yapmadı. Bir rahatsızlık vermedi, bir de kokusu yok" dedi.
Kenan Epöz ise "Dün daha temizdi ama bugün biraz daha var. Ama tamamen temizlenmemiş herhalde. Yine de ekipler gayet gösteriyorlar, temizleyecekler. Ben genelde deniz salyalarının bulunduğu yerden girmemeye çalışıyorum.
Duyduklarım ise deniz salyalarının temizlenmesi çok zormuş. Genelde ben dikkat ediyorum. Burada kolay kolay kimse girmiyor mecbur kalmayınca, denize girenler var. Zaman zaman görevliler uyarıyor ama onlara yapacak bir şey yok. Onlar da çok daraldılar, millet bunaldı herhalde, o yüzden mecburen denize giriyorlar" diye konuştu.
UZMANLAR NE DİYOR?
Uzmanlar, Marmara Denizi'nde ortaya çıkan müsilaj (deniz salyası) sorununa ilişkin, sorunun devam ettiği bölgelerde denizlere girilmemesi ve bu bölgelerden çıkarılan deniz ürünlerinin tüketilmemesi gerektiğini söyledi.
Denizdeki bitkisel canlılar olan fitoplanktonların aşırı çoğalmasından kaynaklanan ve deniz salyası olarak adlandırılan müsilaj, Marmara Denizi'nde etkisini artırırken, deniz dibinde ciddi hasarlara yol açıyor, deniz ekolojisine zarar veriyor ve koku oluşumuna neden oluyor.
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Fitoterapi ve Homeopati Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Serhat Koran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, müsilaj tabakasının denizlerde sayısı artan alg ve plantar cinsi deniz canlılarından oluştuğunu belirterek, bu musilaj tabakası içinde kısa zamanda vücut için zararlı mikroorganizmalar ürediğini ve tabaka üzerinde toksinlerin oluştuğunu söyledi.
Koran, şöyle devam etti:
"Bu tabaka denizlerimizde her geçen gün artan civa, mangan, arsenik, demir, molibden, bakır, krom, çinko, kalay, gümüş, kadmiyum, kurşun gibi ağır metalleri de bünyesine mıknatıs gibi çeker. Sonuçta vücudumuz için çok zararlı olan mikroorganizma, toksin ve ağır metalden oluşan zehir kümesi karşımıza çıkar. Tüm bu toksin, ağır metal ve vücudumuz için zararlı olan mikroorganizmalar cildimize yapışır. Sonuç olarak da cilt üzerinde kızarıklılık, kaşıntı, şişlik gibi kısa vadeli sorunlar yaratabileceği gibi egzema ve sedef gibi kronik cilt hastalıkları da tetikleyebilir. Yüzme esnasında göze temas eden misilaj göz de de kızarıklılık, kaşıntı, çapaklanma gibi şikayetlere neden olabilir. Ayrıca yüzme esnasında ağız yoluyla alabileceğimiz toksinler 24-48 saat içerisinde bulantı, kusma, karın ağrısı ve ishal tablolarına neden olabilir."
Müsilaj tabakasının denizlerde yaşayan balık ve kabuklu deniz canlılarını olumsuz yönde etkilediğine işaret eden Koran, "Yüzgeçli birçok deniz canlısının ölümüne bile neden olabilen bu durum çoğu zaman da bu canlıların içerisine nüfus ederek onları zehirlemektedir. Bu dönemde denizlerde avlanmak yasak olmasına rağmen olta balıkçılığı hala yapılmaktadır. Müsilaj tabakasının görüldüğü sularda yapılacak avlanma ve sonrası bu balık ve midye gibi kabuklu deniz canlılarının yenmesi, balığın içine geçmiş olan mikroorganizma, toksin ve ağır metallerle zehirlenmemize neden olacaktır. Bunun sonucunda da birkaç saat ya da birkaç gün içerisinde bulantı, kusma, baş dönmesi, baş ağrısı, sersemlik ya da nedeni açıklanamayan yorgunluk gibi belirtiler yaşayabiliriz." açıklamasında bulundu.
"BELİRTİLER VARSA MUTLAKA BİR SAĞLIK KURULUŞUNA BAŞVURUN"
Serhat Koran, toksin ve ağır metallerin bir kısmının yağ dokusunda depo edildiğini belirterek, "Bunun sonucunda da deniz canlısını yedikten haftalar hatta aylar sonra bile yağ dokusundan kana karışan toksin ve ağır metaller benzer şikayetleri tekrar ortaya çıkarabilir. Bunun dışında migren, multiple skleroz (MS), epilepsi, parkinson ya da alzeimer gibi nörolojik bir hastalığınız varsa bu hastalıklarda şiddetlenmeye ya da atak sıklığında artışa neden olabilir." değerlendirmesinde bulundu.
Müsilajın yoğun olduğu sahillerde uzun süre dolaşmanın solunum yolu rahatsızlıklarına neden olabileceğini dile getiren Koran, "Eğer denize girdikten ya da deniz canlısı yedikten sonra 48 saat içerisinde baş ağrısı, sersemlik, baş dönmesi, bulantı, kusma ya da ishal gibi bir durumla karşılaşırsanız müsilaj tabakasının zararlı etkilerine maruz kalmış olma ihtimaliniz yüksektir, mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurunuz." dedi.
"SUYUN DURGUN OLDUĞU NOKTALARINDAN ÇIKARILAN DENİZ ÜRÜNLERİNİ TÜKETMEKTEN KAÇINMAK DOĞRU OLUR"
Medicana Çamlıca Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Serap Çakır da son günlerde Marmara Denizi’nin neredeyse tamamında ciddi etkisi olan deniz salyasının balık tüketimi konusunda çokça soru işareti yarattığını belirterek, şunları kaydetti:
"Ekolojik denge elbette bir şekilde bozuldu, bunu net olarak görebiliyoruz. Tüm deniz canlılarının da bir şekilde bu toksik sayılabilecek oluşumdan etkilendiğini söyleyebiliriz. Hatta deniz canlılarının beslenme sıkıntı yaşadığını ya da müsilajın neden olduğu diğer etkenlerden dolayı öldüğünü biliyoruz. Deniz ürünleri tüketme konusunun insan sağlığı üzerindeki etkilerini netleştirmek için aslında daha derin araştırmalar yapılması ve sonuçlarına göre değerlendirme yapılması çok daha doğru sonuçlar verecektir bizlere. Ancak şu aşamada Marmara Denizi’nde suyun durgun ve akıntının az olduğu ya da hiç olmadığı noktalarından çıkarılan deniz ürünlerini tüketmekten kaçınmak doğru olacaktır."
BBC Turkish
EA: Oyun devi hacklendi, FIFA 21 dahil pek çok oyunun kaynak kodu çalındı
Popüler oyun yayıncısı Electronic Arts (EA), şirkete dair önemli bilgilerin hackerlar tarafından çalındığını duyurdu.
ABD merkezli şirket, bilgisayar korsanlarının FIFA 21 gibi birçok oyun ile Battlefield, Need For Speed ve Star Wars gibi oyunlarda kullanılan Frostbite oyun motoruna ait kodları çaldığını açıkladı.
Konuya ilişkin ilk haber Vice haber sitesinde yayımlandı, 780 GB'lik verinin çalındığı bildirildi.
EA ise kullanıcılarına ait hiçbir verinin çalınmadığını duyurdu.
Şirket, dünya oyun sektörünün en büyük yayıncılarından birisi. Yıllık yayımladığı spor oyunlarının yanı sıra Battlefield, Star Wars: Jedi Fallen Order, The Sims ve Titanfall gibi ünlü oyunlar da EA etiketiyle yayımlandı.
Bu haber BBC Türkçe Web Sitesinden alınmış bir alıntı haberdir. olduğu gibi değiştirilmemiş ve yayınlanmıştır haber içeriği.
Bu da bendenizden yazacaklarım:
EA Games iyi bir oyun yazılım üeticisidir. Üretmiş olduğu oyunlar ücretli ve pahalıdır. Demo ve ücretsiz oyunları vardır.
UYARI! Ancak EA Games tarafından satılmamış ve garanti verilmemiş oyunları satın almayın ne de bedava olsa bile almayınız! EA Games ismini kullanarak size oyun satanlara itibar etmeyiniz! EA Games ismi kullanılarak veya ismi lullanılmayarak aldatıcı ücretli ve satılan ve bedava sunulan, pazarlanan her şeyden uzak durun. Haramdan kaçının.
Haram her şeyden kaçının.
O Hacker grubu lütfen yanlış yaptığı bu pis işini düzeltsin ve EA Games şirketinden, emekçilerinden vb. Özür dilesin ve ne çaldılarsa EA Games şirketine teslim etsin.
Haramdan uzak dur ey, Hacker ve insanlar!
Helal olan şeyler hayırlıdır.
Bu bir emek hırsızlığıdır. Her ne çalındıysa eksiksiz ve değiştirilmemiş olarak tastamam sahibine teslim edilmelidir. Siz oyun severler de dikkat edin her bedava ve ücretli şeyler belki içeriğinde çalıntı kod vb. şeyler olabilir.
Not: bu yazı herkese yazılmıştır. İnsanlar Haram kötüdür ve uzak durun.
7 Haziran 2021 Pazartesi
Haberler. Com WEB sitsinden bir haber
WWW. HABERLER. COM WEB Sitesinden bir haber içeriği.
Atom bombasına direnen tek bitki! Bir yaprağı bile libidoyu artırıyor
Mabet ağacı yaprağı, Hiroşima felaketinde sağ kalan tek bitki türü olarak bilinirken ismi kadar sağlığa olan faydaları ile de dikkat çekiyor. Çoğumuzun duymadığı bir ağaç olan Ginkgo biloba adı verilen ağacın yapraklarından yapılan çayın baş ağrısı, alzheimer, astım, hemoroid gibi pek çok hastalığın tedavisine iyi geldiği söyleniyor. Ayrıca çayın, libidoyu da arttırdığı bilenen faydaları arasında.
Ginkgo biloba; belki de çoğunuzun duymadığı bir ağaçtır. Ülkemizde "Mabet Ağacı" olarak da bilinen ginkgo biloba ağacı birçok hastalığın tedavisinde kullanılmasıyla son yıllarda büyük önem kazanmıştır.
Mabet ağacı kendine has bir ağaç olup yakın türü ve benzerleri bulunmayan bir ağaç türü. Özellikle yurt dışında bu ağaç türüne olan ilgi büyük. Genellikle yaprakları kullanılır. Yapraklar ile ginkgo biloba çayı yapılıp içilebiliyor.
Ana vatanı Orta ve Doğu Çin olan Mabet ağacı bin yıl kadar uzun süre yaşayabiliyor. Atom bombasına maruz kalan Hiroşima'da, sağ kalan tek bitki türü olarak bilinen Mabet ağacının faydaları da saymakla bitmiyor.
Ağaç Türkiye'de birkaç ilde ar-ge çalışmaları ile yetiştirilmeye çalışıldı. Yapraklarında 40 farklı bileşen bulunduran Mabet ağacı 'Beyin ağacı' olarak da anılıyor.
Tarihi 200 milyon yıl öncesine dayanan Mabet ağacının günümüzde hiçbir yakın türü veya benzeri bulunmuyor. Sadece yaprakları tüketilen Mabet ağacının kalp damar rahatsızlıklarından beyin gelişimine kadar birçok rahatsızlığa iyi geldiği biliniyor.
Ginkgo Biloba'nın Faydaları Nelerdir?
Konsantrasyonu Arttırır: Gingko bilobanın beyin fonksiyonları ile ilgili faydaları olmasının nedeni anti-enflamatuvar etkisi olması, antioksidan etkisi, oksidatif dtresi azaltıp beyinde sirkülasyonu arttırması ile bağlantılıdır.
Unutkanlık ve Alzheimer Riskini Azaltır
Bilişsel performansı arttırarak, hafızayı güçlendirir. Özellikle ileri yaşlarda yaşanabilen bu sorunlar için önceden alınmaya başlanarak önlem alınmalıdır.
Kaygı ve Depresyon Üzerinde Etkilidir
Araştırmalar gingko bilobanın vücudun stresle başa çıkmasını sağlayan ve stres hormonları üzerinde baskı kuran faydası olduğunu belirlemiştir.
Adet Belirtilerini En Aza İndirir
Düzenli gingko biloba alımı, adet semptomları üzerinde önemli bir etki yapar ve çok aza inmesini sağlar. Özellikle yine bilişsel performans dahilinde bulunan mod değişikliği ve stres üzerinde olumlu etki yaratır. Postmenopoz döneminde de benzeri yaşanan durumlarda önemli bir destektir.
Göz ve Görme Sağlığı Üzerinde Önemli Bir Yardımcıdır
Gözle ilgili hastalıkların tedavisinde ginkgo biloba içeren göz vitaminleri önerilmektedir. Gözlere giden damarlarda kan akışını dengeler ve kornea, makula ve retina sağlığı için önemli bir destektir.
Libidoyu Arttırır
Gingko biloba kan damarlarını rahatlatması ile genital bölgelere kan akışını hızlandırır ve üreme sağlığı konusunda da faydalıdır.
Baş ağrısı ve Migren Üzerinde Faydalıdır
Stres ve halsizlik konusunda önemli bir destek olan gingko biloba; kafadaki basıncı azaltır, damarları gevşetir ve migrene kadar uzanan baş ağrılarını çok ciddi azaltır.
Astım Belirtilerini Azaltır
Enfeksiyonu engellediği için antioksidan özelliği ve sinir sistemi üzerinde fayda sağlar. Hastalar genellikle nefes alma konusunda rahatladıklarını belirtmişler.
Hemoroidi İyileştirir
Hemoroid kanamalarında ciddi fayda sağlar. Ağrı hissini azaltır ve enfeksiyonu engeller bu nedenle hemoroid konusunda önemli bir destektir
Ginkgo Biloba Çayı Nasıl Yapılır?
Ginkgo Biloba çayının yapımı oldukça basittir. İsterseniz marketten alınan Ginkgo Biloba bitkisini poşet çay niyetine sıcak suda demlersiniz, isterseniz de Ginkgo Biloba bitkisini alıp evde sıcak suyun içerisinde doğal olarak yapabilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken şey ise Ginkgo Biloba çayı hazırlanırken demleme süresi en fazla 5 dakika olmalıdır.