Bir hayalim vardı...
Birkaç yıl önce Koronavirüsün etkisinin etkisinin azalmış olarak devam ettiği yıl ve günlerde buz gibi soğuk havada üşüyerek ve yağmurda ıslanarak satış yapardım. Ben bir sokak satıcısıydım.
Hayal kurardım... sokaktaydım. Satış yapıyordum. Hiçbir yasal güvencem yoktu. Sadece komşumun küçük bir desteği ile AVM'nin sınırları içerisinde satış yapma hakkı bana verilmişti.
Belediyelerden, Kaymakam ve valiye kadar destek görmediğim gibi Sosyal Yardım Hizmetinden de yararlandırılmadım. Kaymakama verdiğim dilekçe derin ve sessiz bir uykudaydı.
Yine de hayal kurmaya devam ettim. Üşüdüm,ıslandım, zabıtalara karşı dikkatli olmak zoeundaydım. Çünkü ben hayal kurardım.
Hayalim idi, içi boş pide ve lahmacun ile insanlara sağlıksız gıda üretmemek ne de satmamaktı, benim hayalim.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı idim ama destek yoktu.
Fettullah gibi Erdoğan da Vatan Millet Sakarya der. Oysa ben yerli ve milli bir vatandaştım.
Eğer işim rast gitse ve destek almış olsaydım ne mi olacaktı? Hayalim olan;
Dükkanıma gelen çocuklar hediyesini almış olacaktı. Gıda işinde isem; Halk hem sağlıklı beslenecek ve böylece yemek ücretini dert etmeyecekti. Sağlıklı beslenen kişilerin eğitim ve çalışma hayatların gündelik yaşamına kadar verimsel olarak olumlu yansımaları olmuş olacaktı. Kişiler sağlıklı ve öğrenciler derslerine odaklanabilecekti. Ve üstelik bu paradan daha kıymetli idi.
Ve bir bakıyorum basından haberlere...
Erdoğan Yerli Ve Milli kelimelerini medya önünde propaganda aracı gibi kelimeleri fırlatıyor ekran önünde olan biz insanlara.
Yerli ve milli üretim olarak sözde teknolojik bir tableti gördüğümde inanamadım.
O kadar geri kalmış teknolojiyi 'teknoloji' ismiyle pazarlayıp bu işten büyük para kazanıyorlar. Üstelik sözde teknolojik tablet hiç güncellenmemiş. Böylece Android sürümü hep aynı.
Ve bu geri kalmış teknolojiyi ülkemizin insanlarına layık görüp para kazananlar mutlu mu ? bu yazımı okuduktan sonra o patronlar ve Erdoğan'dan kümesine kadar mutlular mı?
Aferin, hiç değildir.
Erdoğan'nı desteklediği zenginler için devlet bankaları kredi güvencesi veriyor üstelik.
Halbuki devlet bankalarından kredi alanlar şunu bilsin ki, asıl finansörünüz halktır.
Halka layık sunulan teknolojik ürünler resmen geri kalmış teknolojiden ibaret.
Bu geri kalmış ürünleri yerli ve milli diye diye pazarlanması aslında israf da oluşturduğundan bi'haberler mi ? Erdoğan ve taraftarları düşünün. Resmen çöpe atılası ürünler yerli ve milli ürünler. Çağımıza hiç uygun değiller.
Ben destek almadığım için yerli ve milli vatandaş olmadım. Elhamdülillah! Onların dudaklarından dökülen kelimelerin ne şiarı kendime özümsedim ne de onların kulu olmadım. Hamdolsun.
Kula Kul olmadım. Elhamdüllillah!
Not: bu yazıdan sonra yerli ürün gibi satılan ürenleri satın alıp veya almamak kararı sizindir. Mecbur değilseniz karar sizindir. Param olsa teknolojiyi belki de bedava verecektim. Üstelik karşılıksız olacaktı.
Herhangi bir kümenin elemanı olsaydım bu kelimeler böyle olmazdı.
Hamdolsun ben sadece Allah'a aitim.
Erdoğan'ı eleştirdim gerikalmış teknolojik cihazlar üzerinden ve o 10 GB Mobil İnternet ile öğrencilere pazarlanan boş şeyleri.
X Twitter sosyal medya hesabımı kapatmadan evvel eleştirdim Erdoğan'ı.
aptal ve geikalmış çağda tutuluyoruz yahu!
belki bu yazımdan dolayı hatasını anlayanlar utanır ve hemen doğrusunu yapar. İnşallah.
Mesela, arkalarına aldıkları sahte güç ile Kızıl Goncalar isimli bir TV'dizisini yayından kaldırmak için çabalıyanlar ne den Halkın yanında olup Erdoğan ve kümesinin icraatlerini eleştirmezler?. Halkın haklarını bile savunmuyorsunuz yahu! Üstelik halkın hakları için mücadele etmiyorsunuz. Kızıl Gomcalar umrumda bile değil halbuki. Sadece bir tek Fettullah kümesi suçlu, öyle mi?
Fettullah'ı da büyüten, şişiren gene bu masum halk değil mi?
Bilmediğiniz bilgiyi okuyun.
Başartü Zulmü ifadesi ile Erdağan'n koruyan kollayan medya bu başlığı atıyordu. O yıllar, günler de. Ben de olumluydum başörtülü kadınların hakları için. Ama görüyorum ki siyaset ve kümecilik haklar konusunda kendi bildiğini okuyor aslında. E, tabii Atatürk, CHP, İnönü ve laiklikten, cumhuriyettenden de inkılap devriminden de aslında intikam alınır.
Kümeciler, çıkar ve menfaatlerine göre doğrular üretilmiş olur.
Gerçek İslam ile kümelerin islamı arasında çok büyük fark vardır. Hamdolsun Rabbim Allah'a.
Örneğin; Çin menşeili birçok motosiklet ve teknolojik, oyuncak ve dahası ithal edilir Çin'den. Örnek verirsem, B sınıfı ehliyet sahibi olanlar 125cc motosiklet kullana bilecek. Eğer yasa çıkarsa. Birçok motosiklet satılır ülkemizde. Bunların en tehlikelisi Çin motosikletleridir. Çin menşeili bazı sözde yerli motosikletlerin kısmi üretim ve montajı yerli firmalarca yapılır.
Erdoğan'ı dünya lideri görüp övenler ve Erdoğan'nın da bu alkışa kayıtsız değildir.
Medya da Erdoğan şovları evimize kadar girerken bilgi alma hakkımız suistimal edilmektedir.
O çin motosikletleri süslüdür. Maalesef çok fazla kusur içerir. Bu hatalar satışa uygun değildir. İnsana layık görülen çöplüktür. O kadar tehlikeli ki çin motosikletleri ölümlü ve yararalanmalı kazalara sebebiyet verebilir. Denetimsiz ürünlerin denetleyici halktır. Canıyla ve sıhhati ile yaşayacakları deneyim korkunçtur.
Erdoğan övüen! Halka layık görülen ürünler tehlikelidir. Çok riskli olduğu gibi İsraf ekonomisini artırır.
Eğer güvenli ve tüketici memnuniyeti oluşmuşsa bu % 1 Veya % 5, 10 kısmi istisna olur Çin menşeili ürünler. İşte sözde yerlilik sadece çok çok düşüktür. Bunların testini halk yapmak zorunda kalıyor. Çünkü birçoğumuzun ne parası var ne de haklarını savunacak kimseleri.
Çin menşeili ürünler birçok ülkede de vardır. Çin politikası doğru değildir. Devleşen Çin stratejik politikası halka ve ülkelere asla uygun hiç değildir. Üretime zarar ve ülke ekonomilerini batırır. İsrafa yol açarak çöpe atılası ürünlerdir.
Arkasında durmayanlar sözde yerlilik arkasına gizlenir. Yalan perdesi tutanlar hiç sorumluluk almaz mı? Arge neden var?
Meslek Liseli gençlerimiz bizler için harika motosikletler üretebilirler.
Önemli!
Ben bilen bir insan değilim. Çok doğru bir yazım olmayabilir.
Herşeyin en doğrusunu sadece Allah bilir.
