ÖNEMLİ ! / IMPORTANT !

Sayın Ziyaretçi, Benimle ilgili ve ilişik, ilişkili Sosyal Medya (Instagram ve Twitter) üyeliklerimi sonlandırdım. Web siteleri, resim ve video vb. sosyal medya adres, etiket, vb. herşeyi dikkate almayınız! ❤ 💜 💛 💙 💕 💚🌷🍀🌻🥀🌹🏵🌼🌱🌸🌺🌿💐 ⛵⭐⭐🌞 Dear Visitor, I have terminated my related Social Media (Instagram and Twitter) memberships. websites, images and videos etc. social media address, tag, etc. ignore everything! Mr. Murat YAZGI English: Google Translate. 1June 2021 /Istanbul, Turkey

28 Nisan 2018 Cumartesi

Türkiye'de bir Tepki!

Sayın, Abdullah Gül eski cumhurbaşkanı. Emekliliğe ayrıldığından beri kendi yol arkadaşlarının ve yakın medya organları, yazarlar, program konukları tarafından kendisine yine bir tepki daha var.. Öyle böyle değil bayağıdır ve üstelik psikolojik baskı ile yapılan (bilinçsiz, bilinçli)  bayağı bir yüksek tepki var Sayın, Abdullah Gül'e.

Lider diyor ya! "Beraber yürüdük biz bu yollarda"... Yahu, senin arkadaşın değil mi, Lider efendi ve yandaşları?

Yine bir seçim var Türkiye Cumhuriyetinde ve Sayın Gül gıyabında konuşanı çok oluyor. Daha ağız açmaya kalkışa ki bir beyzbol sopası kalkıp-iniyor sözü hoyratça bir müdahale ile Sayın Gül'ün dudaklarını kapatıyor. Bu ne hadsiz! Dünden beri Sayın Gül çok haksızlığa susmak ya zorunda kaldı veya konumu gereği, ya da sustu. Ama Sayın Gül'e kendi arkadaşlarının ve yandaş medya dahil yaptığı beni insan olarak kızdırmış, üzmüş ve düşündürmüştür.

Düşündüren konulardan birisi:
Acaba ortada nasıl bir 'SIR' var? Düşünsene.Gıyabında çok fazla konuşuyorlar ve üstelik müdahaleler, baskı, psikolojik baskı ve tehditkar üslup tavrı, ve benzeri.

Allah'a inanıyorlar ise bu nedir?

Kur'an Ak Parti tarafından  yazılmamıştır ey Lider ve onlar!
Farkında mısınız? Ak Parti geldiğinden beri Siyaset ve siyaset konuşuluyor güzel ülkemiz Türkiye Cumhuriyetinde.
.....................................

Diğer bir konu ise: Ünlülere yapılan tepki.

Ünlü birisi bir fotoğraf paylaşır kimi ünlüler de sosyal medyada birçok farklı içeriklerde paylaşır ve bu paylaşımların bazıları yüksek bir tepki alır bazı insanlardan. Tepkilerin yüksek seyretmesi, çıkışlı ve üstelik de İslam bir yanlışın örtüsü gibi haklı gerekçe ile sunulması, gösterilmesi İslam'a nasıl uygun olabilir ki Allah aşkına!

Yapılan yanlışların birisi; Allah ve Peygamber adına, Kur'an ve İslam adına Cehennem ve Cennet sunmak kimin ne haddine?!  Allah'a inanıyor iseniz, lütfen OKU! illa cevap vermeden evvel düşün sonra istersen şöyle de ünlü veya o kişiye; "Ben bunu doğru bulmuyorum" veya ne yazmak istiyorsan düzgün ve doğru yazını yaz. Lütfen hatırla. Peygamber Rabbimin Resulü  Mübarek Elçimiz... Efendimiz olmadığını da öğrenmiş oldun.

Tavsiyem şu: 24 Haziran seçim günüdür ama ben oy vermeyeceğim ve tüm adaylar ve Siyasi Partiler dahil. Ama sandıkta sen varsın ve karar senin olsun. 

Ahlak ve veya bir şeylerin zabıtası olmak yerine 'OKU' ile başlamak. Düşünmek ve anlamak... Hayra vesile olmak ister misin? Lütfen incitme!.. " Nefret ettirme". MERHAMET VE ADALETİ ÇÖPE ATMA... Ve benzeri.

Bu dünya ne bana ne de sana, sevdiklerine dahil kalmayacaktır...

Doğruyu Yüce Allah daha iyi bilir.  ben bilen bir insan değilim. Özür dilerim. Hatalar olabilir ve yanlışlar içerebilir.

23 Nisan 2018 Pazartesi

Sevgilerle

Heykelleri dikenler ve o heykelleri kıranlar anlayabilmesi dileğiyle...

23 Nisan 1920 yılında kutlanan bir bayram oldu çocuklara, çocuklarımıza. "Bugün 23 Nisan neşe doluyor insan"sözü ile başlayan çocuk şarkısı gibi neşeli çocuklar, bizim çocuklarımız... Mahallemizde oyun oynayan, okula giden, hastahane de hasta yatağında yatan hasta çocuklar da bizim çocuklarımız. Annesi ve babası olsak-olmasak da  her çocuk bizim çocuklarımız...

Peygamberlere sevimli ve Yüce Allah'ın da sevdiği değil mi, çocukları sevindirmek!

İşte bu güzelliğe vesile oldu Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda büyük fedakarlıklar ile ve çocuklarımıza armağan eden 23 Nisanı Sayın, Mustafa Kemal Atatürk. Atatürk ile birlikte tüm vesile olmuş herkese diyorum ki; Allah razı olsun sizlerden.

Hatırlayın! Sadece Osmanlı İmparatorluğu zamanında değil her dönemde de vesile olan yok muydu iyiliğe?.. 

Atatürk'ün mermere nakşeden  sözü; "Evlatlarınız  evlatlarımızdır".
.......

Anlayabilmek!

Diyanetin kurulmasında ki gaye neydi? İnsanlar dinini hurafelerle ve batıl inançlar vb. ile öğrenmesine engel olmak ve halkın dinini daha doğru bir merkez olan Diyanet İşleri Başkanlığının Devlet kurumu olarak tanınması ve Devlet bünyesinde bulundurması halkın doğru ve güvenli, bilimsel, tarihsel, araştırmacı yaklaşımıyla halkın güvenini sarsma teşebbüsüne izin vermeyerek halk nezdinde tebessümler mazhar olunmasına vesile olan Mustafa Kemal Atatürk ve tüm vesile olanlar saygıyı hak etmedi mi, sizce? dünden bugünlere bakıldığında din sanki olmuş ticarethane gibi.
Anlayabilmek.

İşte o bazılarının günahını Atatürk'e ve iyiliğe vesile olanlara yüklemek ne kadar doğru olabilir ki! Yanlışın günahını yanlış anlamış insanlara yıkmak da ne?
'İdamlar ve yakıp-yıkma, vb. tartışılabilir. Ancak kırıp dökmeden.

Neyse. kısacık bırakıyorum ki düşünün ve okuyun, araştırın, sor ve öğren.

Rahman ve Rahim Allah'ın adıyla. Rabbimiz! Tüm çocuklar ve çocuklarımız ve bebekler, yoksullar, herkes için de 23 Nisan ve tüm günler, geceler, saatler, vb. hayırlı huzurlu ve mübarek, bereketli ve hayırlı mutluluk olsun. Amin. İnşallah.

Dikkat!!!!
Ben bilen bir insan değilim. Her şeyi gören ve işiten, hakkıyla tam bilen Yüce Allah'a hamdolsun! 
Allah bizleri affetsin. Amin. İnşallah.

Türkiye Liderine kısa cevap

Lider serzenişte bulunuyor ya!
'Bürokrasi oligarşi' bunu Kanal İstanbul ve bazı projeler için serzenişte..

Halbuki. "Lider efendi"!
"A.K.P için  yapılan harcama ve masrafların faturasını kimin ödediğini unutma"!.  Merve KAVAKÇI ve kardeşinin, Bakan Albayrak, yine diğer damadı bugün insansız hava araçlarında en önemli kişisi ...... ve Nükleer Santral   projesine AK KUYU olarak Partisinin  (AK ve KUYU nedir bilmiyorum.) ismini vermek (siyasi simge ile kendi mührünü basmak misali) (Osmanlı İmparatorluğu Devlet Tuğrası misali mührünü basmak projeye Parti isminle)

Çamlıca Camii ve Marmara ilahiyat kampüs ve Camii projesi. İki proje İstanbul Üsküdar ilçesinde.

Dünden bugüne AK Parti Türkiye'de İktidar değişmeden devam eden lider bir parti. Birçok işler yaptılar;
iyi-kötü olarak. Marmaray güzel bir proje. Bazı projeler güzel. 'Ama ya o bazı şeyler'!..

Halk; banka kredisi ve elektrik, doğalgaz, internet, su, telefon,
ve benzeri faturaları ödemeye çalışırken ve hala günümüzde yoksulluk, çözümsüz kalan sorunlar devam ederken Lider ve Partililerin, yandaşlar dahil
Vatan ve Millet nutku atılması onlar tarafından  çelişki değil mi?
Kendileri ile çelişen Parti AK PARTİ.

Günümüzün Siyasileri
AK PARTİ'nin yasal düzenlemesi ve ekler ile Harika bir emeklilik hayatları vardır.

AK PARTİ ÇOK İYİ ÇALIŞTI VE BU ÇALIŞMA İLE HER SİYASİ PARTİNİN TEŞEKKÜRÜNE MAZHAR OLMASI GEREKTİR.

HAYAT SİYASİLER İÇİN ÇOK VE ÇOK DAHA GÜZEL OLDUĞU TARTIŞMASIZ VE ŞÜPHESİZ.

PATRONLARIN HAYATI KOLAYDI DAHA DA KOLAY OLDU.

Eeee hani! Bürokrasi oligarşi.
Bürokrasinin suçu ne? Oku bu kısacık yazıyı ve tüm diğer yazılarımı da oku ve sonra karar ver gerçek  suçlu kim? Suç ne aslında?

SİYASİLER İLE PATRON İLİŞKİSİ ÇOK ESKİDEN BERİDİR BÖYLE. AK PARTİ OLMADAN ÖNCE DE PARANIN PATRONLARI İLE İLİŞKİLER VARDI YİNE VAR.

Şu Din Ticareti ve kölelik ne zaman bitecek?

Yani sözün özü:
Batsın şov siyaseti!
Batsın siyaset!
Batsın çıkar ve menfaat ilişkilerinden doğan siyaset!

Def edilmiş Siyaset işte o gün Türkiye Cumhuriyetine Merhaba.

En hayırlısı Yüce Allah. Ben değil bilen, bilir Yüce Allah. Hatalar olduysa özür dilerim.

Not: Devlet ben burdayım dediğinde belki çözüm gelebilir.
Gerçek hizmet geldiğinde güzel ülkemiz Türkiye Cumhuriyeti gülümseyen ile...

Allah affetsin bizleri. Hepimiz insanız. Dünya ne bana ne de size, başkalarına dahil kalmayacaktır. Artık şov bitsin hizmet gelsin. Ömrü fakirlikle geçen insanlar varken şov ve lüks hayat çelişki yaratıyor.
Osmanlı ve SOL, Atatürk, Siyaset bayraklarını dikmek kime ne faydası var?

İllaki birbirimize düşman mı olalım?. Ve FETÖ içinde tuttuğu kin ve öfke ateşi ile yanarken Ergenekon ve Balyoz dava süreçleri intikam ile doğmadı mı ki; ve bizler binaleyh aynı süreci getirdiğimiz de ülke kan gölüne dönmez mi? Kinler ateşte yanmalı ve kavgalar sonlanması sırada hesaplar ve intikam ile ateşte yakılması ki  Şeytan ve Dünya, Nefis bizleri esir almasın!.. bu ne kadar da doğru bir nasihat olur bilmiyorum.

Ben bilen bir insan olmadığım gibi harika bir insan da değilim.

Her şeyin en doğrusunu Yüce Allah daha iyi bilir. Allah affetsin bizleri. Amin. İnşallah.
Özür dilerim.

19 Nisan 2018 Perşembe

Türkiye'de seçim

Türkiye'de erken seçim için Sayın, Bahçeli ve Sayın Erdoğan'ı tebrik ederim.

24 Haziran 2018 günü Türkiye'de seçim var! Bilginiz olsun. (Eğer tarih değişmezse 24 Haziran günü.)

En son referandumu hatırlayın.. Sanki Referandum değil de siyasi seçim provası gibi bir hava içeren Referandum. Referandum da öyle bir seçim havası oluşturuldu ki iktidar tarafından  ve muhalefette altta kalmamak için gaza basıyordu.. Propagandalar,  kurulan kürsüler, hoparlörü delen ses, sesleri mix ederek gazetelere ve oradan tüm medya organlarına.... İşte böylesi bir Referandum ve soru işaretlerini de barındırıyordu. Siyasi seçim atmosferi o kadar etkili ki  Başkanlık eklenen  Referandum
soru işaretleri doğuruyor ama maalesef pek daha Başkanlığın nedir değildir konusunda sağlıklı fikirler oluşmuyor, oluşamıyor, oluşturulmuyor, oluşturulamıyor... vb.

......
Hatırlayın! Günlerden bir gün Sayın, Kemal KILIÇDAROĞLU C.H.P Genel Başkanı olarak Sol siyasi mensuplarından Merhum Deniz GEZMİŞ'i gençliğe ve halka rehber sunmuştur. Halbuki, Türkiye Cumhuriyeti Kuruluşunda müthiş bir başarıya Allah'ın yardımı ve halkın saygı ve sevgisinden desteği ile Sayın, Mustafa Kemal ATATÜRK Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda çok büyük fedakarlık, zeka, mücadele örneği göstermiştir. Ve Kahraman ATATÜRK ve Kahraman halk ve o mübarek hayvanları da unutmamak gerek...
ATATÜRK'ün kurduğu bir siyasi parti olan C.H.P'nin bugünkü genel başkanı nasıl oluyor da sol siyasi mensuplarından merhum Deniz GEZMİŞ'i rehberiniz olarak Türk gençliğine ve Türk olsun-olmasın nasıl olarak rehber sunuluyor? Şunu da belirteyim; Merhum Deniz GEZMİŞ'e bir kinim yoktur. Ve de düşman değilimdir. Ancak en iyi rehber ve örnek Peygamberler ve Kur'an. Sayın, ATATÜRK çok güzel demiş çanakkale zaferine mermere nakşeden sözü: Evlatlarınız, Evlatlarımızdır...
Böyle bir söz insanın içinde kin bırakır mı? Allah razı olsun ATATÜRK'ten.

Siyaset ve ilginç atamalar ve müthiş yüksek maaşlar, lüks hayat... ve Vatan Millet nutku...
"ne bu yaman çelişki"!

Siyaset ne acayip değil mi?
Ülkenin sorunlarının çözümü propagandaya kurban edilmesi...

Yoksulu bi'oraya bi'şuraya sürüklemek... Çözüm gibi sunulanın çözüm sunmanın çözümsüzlüğünde debelenen vatandaşlar...
..............

Neyse. Fazla uzatmadan yazımı şöyle bitireyim.
Halka şunu ifade edeyim; Ben artık Seçimlerde oy vermiyorum. Eğer sandıkta cevabım değişmezse seçimler de  OY VERMEYECEĞİM. Arzu ettiğim bir Meclis olmayacağı gibi. H.D.P ve Siyasetin olduğu bu Millet Meclisi benim arzu ettiğim gibi değildir. Allah çok iyi bilir. Halkı siyasete ve teröre, propagandaya kurban etmeyecek ne ve neleri var?

Siyasetin sonu gelmelidir!..

Artık iyi bir karar vermeliyiz ki hep birlikte Türkiye Cumhuriyeti olalım.
Siyaset ve propaganda olmayan bir Türkiye Cumhuriyeti olalım mı?

Karar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının.
Kararınız ne olursa olsun tek değilsiniz, oy verirken iyi düşünün. o bir oy çok kıymetli olabilir siyasiler için ama asıl kıymetli olan sensin.. Unutma!

Allah'a hamdolsun!
Belki çok kısa bir yazı oldu ama konu inşallah doğru anlaşılır.
Allah çok iyi bilir. Ben bilen bir insan olmadığım gibi dil ve imla hataları da olabilir. Özür dilerim. Biliyorum ben fakir bir insanım ama aptal değilim.
Çok da zeki değilim. Ben sadece Mr. Murat YAZGI. Ve sadece bir vatandaşım.

Son cümleyi şöyle noktalayım.
Allah çok hayırlı ve mübarek.
Türkiye Cumhuriyetinin kıymetini çok iyi biliniz.

16 Nisan 2018 Pazartesi

Kısa Film denemesi







Merhaba!

Kendi adım Murat YAZGI ismini verdiğim YouTube Kanalımda en yeni videom Kısa Film denemesi çalışmamdır.

Şiirsel bir dille anlatım ve sanat ile harmanlayarak dramatik öykü elde edilir. Ve öykü, öykünün Kısa Film haline girmesi sağlanır ve en son aşamada video oluşur.  (Basitleştirilmiş bir kısa film deneme videosu. Bilinenden biraz farklıdır. ) 


"Sanat gelişir, insanı geliştirir ve hem evrimleşir hem de seninle vücut bulur"...  by Murat YAZGI 

Yüce Allah'a şükürler olsun. Hamdolsun. Elhamdülillah!

hatalar olabilir özür dilerim.

Bu çalışma: İmkanlar nispetinde hasbelkader Kısa Film deneme videosu 
 olmuştur.

Ben bilen bir insan değilim. 



Video Link: 

https://youtu.be/uRz2AM-8Bf4










12 Nisan 2018 Perşembe

Ah şu siyaset!

Lider basın mensupları önünde söylediğini yaptı. Halkın evlerine P.T.T'nin hizmeti ile posta ulaştı. Posta Kutuları hayatında yıllar sonra önemli  bir zarfı içinde bulundurduğu için mutlu. O kadar çok banka kredi borcu, elektrik, su ve doğalgaz faturalarına dek böylesi önemli bir zarf hele ki içinde tohum olan bir zarfı bulundurmaktan memnuniyet duymuştur. Aşağıda ki  Fotoğraflar da kanıttır.

Fakat ile  (klişe olan bir cümle başlangıç) ile eleştirisel olarak devam edeyim.

Bu ne demek? Muhtarlardan Tüm Kamu ve Kurumlara varıncaya kadar halkın bilgileri mevcuttur. Belediyeler bile halkın bilgilerinden öyle bilgisiz değildir. Ben bilmiyorum diyecek ne GSM operatörü ne de muhtar var mı? Bu da halkın bilgilerinin ne kadar da güvenli bir güvenlik içerisinde olduğu da tartışmalı ve sorgulamaya açıktır.

Şimdi küçük bir örnekle halkın sorunlarından birini anlatayım.
Vatandaş, 2 ay fatura ödememiş olarak Türk Telekom tarafından aldığı  hizmet sonlandırılır. Ve vatandaş öfke ve kızgınlığı bir arada yaşayarak haklı yere vatandaş kendisine veya yetkililere soruyor; "ben bu ülkenin vatandaşı değil miyim"?!
Vatandaşın aldığı cevap ise; "Faturayı zamanında öde"!
Bu sadece çok küçük bir örnek.

Halk olarak bizler bu güzel ülke Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı değil miyiz? Veya Satıcı 2.el aldığı ürüne ödediği kadar değer biçtiğinde bu Siyasetçilerin sizden aldığı oy ve veya yaptırdığı (bedava iş gücü ve bedava hizmet) kadar
vatandaş değerli... 

Aslında şöyle bir  bakılsa:
Her yer de o kadar çok vatandaşın bilgileri var ki.
Hastahaneler, belediyeler, muhtarlar, ..... " var da var be Türkiye"!

Halbu ki bu vatandaş ile ilgili veriler doğru değerlendirilse ekonomik olarak zor durumda olan vatandaşa yardım edilebilir ve bu banka hesaplarında ki hareketlere bakılarak, tapu idaresinde ki hareketler ve birçok vatandaşın altını, gayrimenkul, vb. Yani, vatandaşın parası Çiftlik bank gibi adlandırılan sahtekâr kişi ve işletmelere gitmez ve bir 'güvenlik tamponu' oluşturulur ise, fena mı olur!.. 

Vatandaşı koruyacak ve ekonomik sorunlarına çözüm sunacak, hatır da soracak, ve vatandaşa saygı gösterecek Şova değil ve Siyasal şova değil gerçek hizmet odaklı
Şanlı Ay yıldızı gülümsetecek gerçek hizmete ihtiyaç var.

Her kesi aynı şemsiye altında göstermeyen( yani, Atatürkçü, Solcu, Osmanlıcılık vb gibi ) Vatandaşı düşünen ve akıllı bir insan olarak kabul edecek saygı ve anlayış yeterli. Sevmesen de olur ama vatandaş da insandır. Saygı duy! Lütfen siyasetçiler kullandığınız kelimeleri görün ve işitin. Sizinle aynı elbiseyi giymek zorunda değiliz!

Bir de şöyle düşün;
Evine Liderden bir zarf geliyor mutlusun belki de nasıl olabileceksiniz ki, faturanı ödeyemediğin için aldığın hizmet sonlandırılıyor.  Sanki seninle dalga geçiliyor gibi ekranlarda vatan millet nutku atan Lider görüyorsun ve diğer sol görüşten gazeteciler kendi siyasetine yakın medya üzerinden laf atma yarışına girişmişler. Halbuki vatandaş derdiyle başbaşa onlar ise halaya....

.....................

Ne anlatayım ki daha malum bu siyaset ne zaman bitecek gerçek hizmet gelecek?

Batsın bu şov siyaseti!
Batsın bu siyaset!
Batsın bu ..........

Yüce Allah'a hamdolsun. Doğruyu ve her şeyi çok iyi bilir Allah. Ben bilen bir insan değilim. Özür dilerim.


9 Nisan 2018 Pazartesi

Farkında mısın?

Avrupa (bazı Avrupa ülkeleri) ve A.B.D, İsrail, Rusya.
Nasıl tanımlıyor terör örgütü PKK/YPG teröristini: Kürt muhalif ve Kürt Grup, Kürtler vb . Dikkat ettiniz mi? Kürt olarak tanımlanıyor ve basına verilen demeçleri okuyabilir ve video haberlerden dinleyebilirsiniz. 

Şöyle düşün:
PKK/YPG bir terör örgütü içerisinde farklı ülke vatandaşlarından ve dini inançtan, dili de farklı insanlar var. Onları da Büyük Devletlerinin yaptığı Kürt tanımı ile o örgüt içindeki yabancılar yok sayılmıyorlar mı?

Türkiye'de Komünistler/SOL ile çok iyi ilişkiler içerisinde bulunmuş zamanında bu terör örgütü PKK/YPG. Onlar bile Büyük Devletler tanımında yoklar ve tüm o herkesi de Kürt tanımı ile tanımlıyorlar.

Yani, PKK/YPG içerisinde olan-olmayan, herkesi ve Kürtler dahil, Büyük Devletlerin tuttuğu şemsiye altında her kesi eşit görmeleri sizce ne anlama gelmektedir?

Büyüklerin Dünyasında onlar için ne ise sen o sun!..
Haydi düşün ve anla!

Büyük Devletlere hizmet etmek (Onlar için cinayet işlemek, uyuşturucu satmak ve üretmek, kötü işler yapmak vb. ve onlar için zalim olmak ) kimseye fayda getirmeyeceği aşikardır.

En Hayırlı Yüce Allah. İslam son din Yüce Allah'tan bir lütuf.

Not: Farklı bir tarzda yazabilirdim ama yanlış yerlere çekilmesini istemedim. Ve yanlış anlaşılmasını da.

Suriye'de yaşananlar bir film değil gerçek!..

Yüce Allah Zalimin yanında değildir. Allah doğruyu daha iyi bilir. Ben bilen bir insan değilim. İslam dinini seçmeye bilirsiniz ama bu terörizm ne zaman bitecek? bazı insanlar; terör örgütünün ve büyük devletlerin kuklası olmaktan ne zaman çıkacak ve yanlışı terk edecek?

İster Allah'a inan veya inanma iyi ve faydalı işler yap... Allah insanlara, tabiata faydalı olup iyi işler yapanları sever.
Müslüman ol veya olma iyi işler yapabilirsin. Allah herkesin rızkını verir. Sen iyi işler yap!

Hatalar olabilir. Özür dilerim. Allah gerçeği çok iyi bilir ve zalimler kaybedecektir.

7 Nisan 2018 Cumartesi

Neden biz bilmiyoruz?

AK-Kuyu = AK Parti
İşte bunu farketmek ODA TV Haber Sitesinin Yazarlarından Sayın, Soner Yalçın fark etmemi sağladı ve kendisine  Teşekkür ederim.

Ben de insanım mükemmel değilim.

Nükleer Projenin adı ne kadar da tanıdık değil mi?
Bir çok caddeye ve parka, Belediyelerin Kültür Merkezi yapılarına hep isimler verilir ve bu seçilen isimler çoğunlukla siyasi simgeler. Örneğin, İstanbul Maltepe İlçesinin Kültür Merkezi Prof. Dr. Türkan Saylan. (Hatırladığım kadarıyla, Sultanbeyli veya Sancaktepe olabilir. Veya) İstanbul Sultanbeyli İlçesinde ki Merkezin adı Prof.Dr. Necmettin Erbakan.

Halk olarak hiç bir bilgiye sahip değiliz. Bu arazilerin seçilmesinden yapının ne amaç ile yapıldığına ve isminin konulmasına ilişkin de hiçbir bilgiye sahip değiliz.

Kimi isimler değiştirilir ve yeni isimler ile adlandırılır.. antlaşmalar, İnşaatlar bi'orada, şurada..

Ve bir bakıyorsunuz Saray adı değiştiriliyor ve Küllüye olarak tanımlanıyor.. Yine bir bakıyorsunuz İstanbul Üsküdar İlçesinde ki Çamlıca'da Büyük bir Cami yükseliyor.. Bir bakıyorsun Yine Üsküdar da önceden yapımı bitmiş ve hizmete açılmış Marmara İlahiyat Fakültesi Cami ve Üniversite Kampüsü.

Ve bir bakıyorsun Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin memur maaşlarını ödediğimiz gibi ve makam şoförlerinin yüksek maaşı.. Türkiye'de ki makam şoförlerinin aldığı ücret ve diğer...

AK Parti'li Siyasiler çok kurnaz mı veya bilgisiz mi?

AK Parti halka sormadan kendi işini yapıyor. Ve Muhalefet istediklerini kendi gazetecileri üzerinden ve kimi zaman da dile getirebiliyor. Ama muhalefet istemedikleri aşikar gibi sanıyorum. Sahte gücü bulunduranlar HAYIR yanıtına tahammül edemezler.

Hangi siyaset halka soracak?
Parti ayrımı yapmadan cevap varmı?

Bu Halkın kasasından çıkan paralar siyaseti büyülüyor!..

Çok akıllıca hareketler yapılsaydı belki pahalılık ve yoksulluk olmayacaktı. Denetim ise daha doğru yapılacaktı. Patron işçilerin de insan olduğunu fark edecek ve çok iyi ücret ve haklar verecekti. Oysa patronları mutlu etmek için çalışan siyaset işçinin sigorta primini devlete yükleyerek patronları mutlu etmiyor mu?

Bu siyaset Türkiye Cumhuriyetinde artık olmasa...
Bu propagandalar, bu çözüm sunmayan zihniyet, denetimsiz imzalar, işler ve eğitim-öğretim yanlışları,  terör ile öyle-böyle yapılan gidişler ve gitmeleri vb.

Siyaset Türkiye Cumhuriyeti için  hiç iyi bir şey olamadı ve sen-ben olduk sadece.

Artık Ülkemiz Türkiye Cumhuriyetinde Siyaset olmamalıdır. Ve halk izin vermesin.. Hep birlikte Ülkemizi ve kendimizi kalkındırmak ve siyaset olmadan.
Benim görüşümdür.
Karar halkındır.

Yüce Allah'a hamdolsun!
Doğruyu Yüce Allah daha iyi bilir. Ben bilen bir insan değilim. Hatalar olabilir. Özür dilerim.

6 Nisan 2018 Cuma

İstifa etmeyenlerin hazin öyküsü

TRT HABER: İstanbul Gaziosmanpaşa'daki Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde dün akşam saatlerinde yangın çıktı.

Gazeteler bu haber ile manşetlere yenilerini eklediler. Yıllar önce de birçok  çeşitli haber manşetlerde vardı. Ve yine istifa eden yoktu siyasilerden. Tüm siyasi partiler içerisinde.

Yeni hükümetin gelişiyle inşaat sektörü çok yoğun ve de çok çalışıyor. Taleplere yetişmek için ve istekleri karşılamak için gece - gündüz demeden çalışarak zaman ile yarışa girişmek herkesin harcı değildi.

Çünkü bu yarış adaletli miydi?
Yarışı kazanmak için hilelere başvurulacak mıydı? Örneğin, inşaatlarda kullanılması gereken demirden daha incesi ve boyu kısa demir çubuklar kullanılması hile ve yarışı haksız kazanmak demektir.

Peki denetleme yapacak Yerel Yöneticilerin Yapı Denetim personelleri mahalle kahvehanesinde vakit geçiriyorlar ise eğer  denetimi kim yapacak? Veya personel bilgisiz ise ne olacak? Veya personel rüşvet almış ise ne olacak?

Hükümet inşaat söktörünü canlandırdı.. Birçok Okullar, Hastahaneler, İbadethaneler, küllüye, kültür merkezleri  vb. yapılar yapıldı ve yapılmaya devam ediyor.

Taksim İlk Yardım Hastanesi'nde ki yangının çıkış sebebi olarak elektrikli su ısıtıcısının alev alarak camdan dışarı atmak suretiyle bina dış cephesinin yanan su ısıtıcısından kaynaklandığına yönelik bilgiler haber sitelerinden okuyabilirsiniz. Şu anki ilk izlenim elektrikli su ısıtıcısının neden olduğuna ilişkin.

Bu yangın soru işaretlerini de doğurdu. Neyse. Kısa bırakıyorum anlayan anlar. Değinmek istediğim konu:
Her hastanın ve her yaştan insanın yaşadıklarının da bir tarifi olmadığı gibi ve çeşitli canlılar yaşadığı bu korku ve kim bilir kaç küçük canlı zehirlendi, öldü, insanlar dahil.
Neyse yazmakta hiç kolay değil. Üzgünüm.

Biliyorum siyaset dünya süsü ve istifa eden de olmayacak.

O tüm gerçek sorumlular hep birlikte halay çeksinler ne de olsa kimse bir şey yapamaz! Çünkü onlar dokunulmaz!..

Bir veya birkaç kişi ile sınırlı tutulup haber sitelerine verilen demeçlerle ilgi alakanın istedikleri yönde seyretmesi onlar tarafından sağlanıp sorular sorulamadan cevapsız kalacaktır.

Bir gün daha böyle geçecektir...

Halkın parası ile sefa sürenler size soru: mutlu musunuz?

Bu dünya ne sana ne de bana kalmayacaktır. Anlayın.

Bu sadece bir yazı ve doğru olduğunu kabul etmiyoruz.
Doğruyu Yüce Allah daha iyi bilir. ben sadece bir vatandaş.
Bilen bir insan değilim.
Özür dilerim.

5 Nisan 2018 Perşembe

Son bir kez

Yıllardır bir umutla birşeyler anlatmaya çalıştık.. Türkiye Cumhuriyetinin gerçek bir ülke olması içindi, anlatılanlar.

Ve hala ne değişti?
Hızlı Tren ve Marmaray gelince sorunlar çözüldü mü sanıyorsunuz?

Pahalılık ve yoksulluk bitti mi sanıyorsunuz?

Osmanlı bayrağını dikmek için harcananlar ve komünizm bayrağını dikmek için de harcamalar..  ne yani makyaj çözüm mü sundu ve sunacak sizce?

Siyasi partinin bir kongresi için yaptığı masraf ve harcadığı...

Adnan Oktar ve Akit Medya arasında yaşanan tartışma gibi görünen seviyesiz hoyrat kavga ise (....) Hoşgörü ve akıl, nezaket, sor -öğren de mi yok muydu sizlerin anlattığı İslami değerler içerisinde?

PKK ve DHKP-C nin terörizmin gerçekten bitmesini istiyor musunuz?
Gezi'de yakıp-yıkma da kendilerini cesurca eleştirecek misiniz komünistler ve diğer taraflar?

Yıllardır uğraşılır Komünizm ve Osmanlı, Kemalizm bayrağını, Siyasi bayrakları dikmek için hep uğraşılır.  Ne oldu? Darbeler, Cinayetler, Gezi olayları, terör dahil engel olamadı ve yerinden söküp atamadı; dalgalanır şanlı Ay Yıldız. Sema bile mutlu...

Ne heykeller için yapılan masraflar ve anıtlar için, siyasi partilerin harcadığı,  Mercedes, külliye için harcamalar..

Dünya süsü siyaset için çok çalışıyor ve çok para, insan yakıtı da heba oluyor aslında. Biz sadece kendimizi acıtıyor,  avutuyor,  dünya süslerinin cazibesinde debelenen olduk farkında mıyız?

Halkın sorunları çok kolaylıkla çözülecekken yeni sorunlar yaratıldı ve böyle devam ederse şeytan ve insanlardan oluşturduğu ordusu yine bizimle dalga geçecek...

Dünya için harcanan enerji, zeka, para ve neler neler.. işte yukarıdaki yazanlar hep dünya için çalışmaya örnektir.

İsimler ve kişiler değildir değerli olan; her birimiz değerlidir farkında mıyız?.. (...)

Artık son İnşallah. Sen - ben farkı ve bayrak dikmek bitsin İnşallah.

Herkes mutlu olsun... Bunda yanlış birşey yok ve anlayın! Lütfen...

Allah'a hamdolsun. Yazdıran Allah. Elbette ki hatalar olabilir.
Özür dilerim. Ben bilen bir insan değilim.
Allah daha iyi bilir.

Not: Yüce Allah birçok özgürlük verdi. Bunlardan birisi: Evet -Hayır diyebilmek. Yani zorunda değilsiniz. Evet ya da Hayır diyebilmek sizlerin bir hakkı. Allah insanlara kolaylıklar sunuyor ve haklar da belirlenmiş. Allah'a hamdolsun.
Elhamdülillah!

Doğruyu Allah daha iyi bilir.

Doğrular yapılırsa helal ve temiz rızık kapıları hiçbir insanın yüzüne kapanmaz ve kapatılmaz. Eşcinsel olsa bile kişi. Farklı görüşü var diye. Ancak bahsedilen görüş meselesi; terörü övme, katili övme vb şeyler içermesi doğru değildir. Özgür düşünce ve özgür fikri, farklı görüş vb özgürlüğünü suistimal etmeyiniz. Lütfen aklımızla  dalga geçmeyin!

Her kes insandır ne den öldürüyoruz, dünya hayatının sahte cazibesi ile parıldıyan gözler mi cevap verir?

Neyse, siz beni boşverin. Ben nasıl olsa ölümlüyüm... Sizler de ölümlü olduğunuzu unutmayın!..

Yüce Allah'a hamdolsun!
Allah daha iyi bilir.
Özür dilerim.

1 Nisan 2018 Pazar

Aydınlanmanın hikayesi

Mustafa!

Benim adım, Mustafa.

Uzun boylu esmer bir genç erkek Mustafa. İş arkadaşlarına şakalar yapan Mustafa.

Yine birgün hava da oldukça güzel.. Mustafa arkadaşlarına yaşla ilgili şakalar yapıyor ve bu yaptığı şaka birkaç kez tekrar ediyor. Mustafa'nın yaşla ilgili şakası:
- Yaş kaç? Yaşım kaç? Yaşın kaç?

Vb yaş ile ilgili üst üste soru şeklindeki tekrarlamak arkadaşları arasında Mustafa hakkında soru işaretlerinin doğmasına sebep oluyordu.

Arkadaşları bir anlam veremiyor. Ve birbirlerine anlamsız bir ifade ile bakıyorlardı. Kafalarında oluşan soru işaretlerinden kurtulamıyor ve ifadenin anlamsızlığı da çare değildi.

Ve ben çıka geldim. Çat kapı.
Onların bu halini görünce sordum ve söylediler.

Arkadaşlar anlatır:
- Mustafa'ya ne oldu?
-Neden böyle?
-Onun için korkuyoruz, aklını mı oynattı? Aklını mı kaçırdı?

Ve ben soluğu Mustafa'nın yanında aldım. Mustafa'ya sordum.

- Merhaba, Mustafa!
- Nasılsın?
- ..........
Ve Mustafa başlar anlatmaya.
Tarlada sıcağın altında çalıştığını ve birçok işler yaptığını da dile getirir.

Ve konuşma biter... Mustafa'nın annesinin elini öper sonra Mustafa'nın elini öper şu dersi çıkardım.

Mustafa'nın yaptığı tekrarlı yaş ile ilgili şakaları arkadaşlarının yanlış algı ve anlama süreçleri yaşadıklarını ve kapının kapalı olması, kapı önündeki olayı sadece değerlendirmeler ile yetindiler. Eğer ben/biz onları o halde görmeseydim ve onlar konuşmasaydı vb nasıl bilecektim.

Sözün özü:
Mustafa bize bir şey anlatıyor ve hatırlatıyor olduğu gerçeğini naklediyor. Bizler kapıyı açarsak ön yargıdan ve anlamsız, bilgisiz ifade ve ifadesizlikten çıkmamız gerektiğini anlamamız gerektiği. Mustafa'nın tecrübeli ve bilgili oluşu rızkını kazanmak için helal ve temiz rızık için çalıştığı. Yaptığının bir şaka olmadığı sadece hatırlatma ve içerisinde bilgi barındıran bir hatırlatma olduğu gerçeğinin bize anlattığını zihnimizde ve kalbimizde anlaşılması gerçeğe bizi daha doğru yaklaştıracak.

Yüce Allah'a hamdolsun.
Yüce Allah'ın bize yazdırdığını sizlere doğru ve düzgün, anlaşılır olarak nakledebildiysek elbette ki hatasız; ne mutlu sizlere!
Çünkü, vesile olabildiysek öğrenme ve anlama vb. Vesile olabildiysek; ne mutlu size!

Her şey Allah'tan. Bizler insanız hatasız ve kusursuz, günahsız değiliz. Allah affetsin biz insanları. Amin. İnşallah.

Not: bir diğer konu.

Biz insanlar yanlışı çöpe attığımızda ilerleyebileceğiz.

Mesela, Üsküdar Devlet Hastahanesine saatler sonra gitmek hele ki hasta ziyaretine, artık siz düşünün. Yani biz insanlar hizmet almak için illaki politikacıların ayaklarının altını mı öpmek? Bu işin sorumluları:
Muhtarlar ve yerel yöneticiler, kaymakam, vali, siyasi partiler, millet vekilleri, hükümet, başbakan ve cumhurbaşkanı. Ve halk olarak da hatasız değiliz.  Ve düşünün hastanın yaptığı masraflar da cabası... Eczanelere yönlendirilen her hasta ve hasta refekatçısının harcayacağı paralar ticari boyutu ifade eder. Halbuki bu paralar ülkede yoksul bırakmaz! Ekonomik kalkınma ve birçok alanda da olumlu yansıma... vs. neler neler olmazdı ki!..   Ülkede ki fiyatlandırma politikası hemen hemen herşey de var ve çok titiz. Ya ürün kalitesi ve hangi şartlarda üretildiği, denetlenmesi yapılıp-yapılmadığı ve eğer yapılıyorsa nasıl yapıldığı da muamma!.. Şikayet etsen; şikayeti alacak kurum nerede ve o prosüdür nasıl işleyeceği, şikayetin takibi nasıl yapılacak? Vs gibi sorular..

Halkın en önemli ihtiyaçlarından bazıları:
Elektrik, su, doğalgaz, telefon ve internet, ulaşım. Ve bunlar ülkemiz de çok pahalı. Halk ne zaman ekonomik kalkınma mutluluğunu yaşayacak?

Vatan millet Sakarya ile gemiler yürütülüyor ama bir türlü gerçek hizmet ve kalkınma bize çok uzak!.. Belki de hiç yakın olmayacak. Siyaset ve yanlışlar da çöpe atılsa belki birşey, iyi bir şey olabilir.

Allah'a hamdolsun. Bilen herşeyi ile çok iyi bilen Yüce Allah'a hamdolsun. Ben bilen bir insan değilim. Hatalar olabilir. Özür dilerim.