ÖNEMLİ ! / IMPORTANT !

Sayın Ziyaretçi, Benimle ilgili ve ilişik, ilişkili Sosyal Medya (Instagram ve Twitter) üyeliklerimi sonlandırdım. Web siteleri, resim ve video vb. sosyal medya adres, etiket, vb. herşeyi dikkate almayınız! ❤ 💜 💛 💙 💕 💚🌷🍀🌻🥀🌹🏵🌼🌱🌸🌺🌿💐 ⛵⭐⭐🌞 Dear Visitor, I have terminated my related Social Media (Instagram and Twitter) memberships. websites, images and videos etc. social media address, tag, etc. ignore everything! Mr. Murat YAZGI English: Google Translate. 1June 2021 /Istanbul, Turkey

22 Ocak 2022 Cumartesi

Müjde Ar

Halk TV'de yayınlanan "Perdenin Önü Arkası" programına telefonla katılan Müjde Ar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözleri hakkında ne düşündüğünün sorulması üzerine "Ben artık dedim ki burası sözün bittiği yer. Bundan daha kötü bir şey olamaz. Şöyle söyleyeyim tabii genel olarak da konuşulanları da takip ettiğimiz de şunu görüyorum: Son derece vahim hatta vahimden de öte bir durumdayız. Genel olarak Türkiye'nin içinde bulunduğu durum olarak" dedi.

Müjde Ar şunları söyledi:

ANAYASA DİL KOPARMAK DİYE BİR GÖREV VERMİYOR HÜKÜMETE: Şimdi ben siyasetçi değilim, kültür sanat insanıyım ama öncelikle Cumhurbaşkanı'na şunu hatırlatmak isterim ki Anayasa'nın 64'üncü maddesi devletin sanat ve sanatçılarını korumasını ve desteklemesini emreder. Anayasa bildiğim kadarıyla "dil kopartmak" diye bir görev vermiyor, hükümete, devlete ve siyaset insanlarına. Merak ediyorum, bundan sonra şimdi sıra sanatçıların dilinin kopartılmasına mı geliyor?

BU İFADE NASIL KULLANILIR, HAYAL EDİLEBİLİR?: Böyle bir ifade nasıl kullanılır, nasıl bu hayal edilebilir, bir kavram halinde insan benimser? Burada bana sorarsanız karmakarışık şeyler devreye giriyor. 'Sanatçıların dilinin koparılması'. Burada görevler veriliyor, tarikatlara veriliyor bu görev. Ben o akşam Sezen'le beraberdim. O akşam hep beraberdik, "Kapıya geleceğiz" dediler, geldiler. Fakat polis çok ciddi davrandı ve onları Kanlıca meydanına sürükledi. Zaten şunu haber aldık ki, gelecek ekip 10 kişi için izin almış daha fazla değil. O görünen kalabalığın yarısı sivil polisti.

KORKMADIK, SANAT ÖZGÜRDÜR: Biz korkmadık. Zaten korkan insandan Sezen Aksu olmaz. Fakat bu dil koparma meselesi ve bunun camide dile getirilmesi, bir de orada tarikatlara görev verilmesi açıkça korkunç bir tehdittir ve tehlikelidir. Bu net olarak halkı sanata, sanatçıya karşı kışkırtmaktır. Biz vazgeçmeyiz, biz işimizi yapmayı seviyoruz. Ama şu unutulmamalı ki sanat özgürdür. Kimsenin tarifiyle sanat yapılmaz.

ANNEMİN ADEM VE HAVVA İLE İLGİLİ 11 TANE ŞARKI SÖZÜ VAR: Burada şu söyleniyor özet olarak: "Bunların kapısına gidiyorsunuz ama bunlar yetmiyor içeri de girin'. Bu ifadeden bunu anlıyorum. 'Dil kopartma' bir eylem değil mi? Talimat olarak algılıyorum ve hiçbir sanatçının hayati güvencesi olmadığını düşünüyorum. Ayrıca benim annemin (Aysel Gürel) Adem ile Havva üzerine yazılmış tam 11 tane şarkı sözünü buldum, kitap haline getireceğim onları.

CAMİLER SİYASETÇİLERİN TEKELİNDE DEĞİLDİR: Hiçbir şey yok, ciddiye alınmayacak, toplu iğne ucu kadar bir konuyu alıp, dil koparmaya kadar götürmek hepimizin vicdanını kanattı. Bu açıklama makamdan yapılabilirdi ya da AKP Genel Merkezi'nden neden camiden yapılıyor? Çünkü siyasi kışkırtmalar için camiyi kullanmak çok şey getiriyor. Cami ibadet yeridir, tehdit yeri değildir. Camiler hepimizindir, siyasetçilerin tekelinde dil kopar yerleri değildir.

Sondakika.Com haber web sitesinden alıntıdır.


Yorumum:


Sayın, Müjde Ar hanımefendiyi tebrik ederim. Okuduğum en iyi açıklama oldu.

Merhum Annenizin şiirlerini okumak elbette isterim. Henüz doğru bir zaman, çağ, vb. içinde değiliz. 


Müjde Hanım merhume annenize ve size sevgi ve saygım var. Sizin de doğru bir gün ve zaman belki de çağ kovalamanız gerek. 

Simit soğukken değil sıcakken tüketilir ama henüz simit keyifle yenilebilir değil. Bir süre veya bilinmeyen bir güne ertelemek gerek diye düşünüyorum. Ancak ateşe benzin dökülmez...  

Diğer;


Sayın, Sezen Aksu hanımefendinin  bugün akşamleyin haber web sitelerinde bir şiir ile açıklamasını yapmış olduğunu öğrendim.

Sezen hanım inanılmaz bir kalemdir.

Avcı isimli şiirini de okudum. Bu şiir ile açıklamış. 


Ben suskunluğunu doğru kabul etmiştim ta ki açıklama haber web sitelerine düşene dek. Şimdi ise bilmiyorum. Malum durumda Sezen hanım ve kendisine destek verenlerin zarar görmesine gönlüm razı değildir.

 O bir erkek var ki cahil cesareti ile kendisine yazık etmiştir. Ve kendisini rezil etmiştir. O erkek kişinin elbette zarar görmesini istemem ama kendisine zararı vermiş zaten. 

Keşke tövbe edilse. Allah bağışlayıcıdır. 

Allah affedicidir ve affetmeyi sever.


Ülkemiz Türkiye Cumhuriyetini ya Peygamber yönetsin ya da Halk yönetsin isterim.


Not: Ben ilk yazımda da belirttiğim gibi henüz aydınlanmadım.

Bu yazı ilk yazımda olduğu gibi destek yazısı değildir. Ben henüz aydınlanmadım.








Hiç yorum yok: