ÖNEMLİ ! / IMPORTANT !

Sayın Ziyaretçi, Benimle ilgili ve ilişik, ilişkili Sosyal Medya (Instagram ve Twitter) üyeliklerimi sonlandırdım. Web siteleri, resim ve video vb. sosyal medya adres, etiket, vb. herşeyi dikkate almayınız! ❤ 💜 💛 💙 💕 💚🌷🍀🌻🥀🌹🏵🌼🌱🌸🌺🌿💐 ⛵⭐⭐🌞 Dear Visitor, I have terminated my related Social Media (Instagram and Twitter) memberships. websites, images and videos etc. social media address, tag, etc. ignore everything! Mr. Murat YAZGI English: Google Translate. 1June 2021 /Istanbul, Turkey

23 Aralık 2020 Çarşamba

Bu Zalimlik

Ülkemizin bir büyükşehir belediyesi şiir yarışması düzenliyor. Okudum ve anladım ne imiş bu taahhütname. 

Taahhütname yarışmayı düzenleyen ile eser sahibi arasında yapılan bir sözleşme. Veya Eser sahibinin haklarını gasp etmek için yapılan bir anlaşma da denilebilir.

Ülkemizde yapılan yarışmalar eser sahibinin haklarını gasp etmek için yapılmaktadır. Ve çok küçücük bir paraya eserin tüm haklarına sahip olunmaktadır.

Ben de ilgilendim çünkü hem ilgi alanım hem de malum konu ekonomik problemime çözüm olmaz ama olduğu kadar bir çözüm. 

Akpli bir büyükşehir belediyesi Bursa ilimizin yerel yönetimi olmuş kendisi. Yarışma düzenlemiş kendisi. O taahhütname okundukça anlaşılıyor ki bu eser sahibinin haklarını gasp etmek için yapılan bir taahhütname olduğunu anladım.
Kısaca bu Zalimlik. "Müslümanlık değil zalimlik". 

Akp müslüman ve osmanlıcı profili çiziyor oysa. Ama bu yapılan zalimlik ve sömürü olmaktadır. 

Eser sahibinin hakları zalimce gasp edilmiş ki, o eser siyasi propaganda veya meyhane de rakı bile olabilir. Tamamen yarışmayı düzenleyen kişi, kurum, sektör vb kimse onun vicdanının bir kağıt parçası haline gelmiş olmasına benzer. (Genel bir açıklama.)

Akp geldiğinden beri milletin ağzına bal çalıyor; çay kaşığının 3/1'i kadar. Kanunlar ve yasalar Akp'yi korumak ve iyi yaşam sunmak için olup halk için asla değildir. 

"Örneğin, siz mobil cihazınıza herhangi bir uygulama indirdiniz ve yüklemiş olduğunuz uygulamaya onay verdiğinizde sadece Türkiye değil dünya da sizi korumuyor. Ücretli ve ücretsiz sunulan internet de dâhil ve her yazılım, her işletim sistemi, vs her şey; Tamamen kişilerin, şirketlerin vb. Vicdanına kalmışız halk olarak. Bizi ve Canlılar dâhil tabiatı koruyan gerçek ve doğru kanunlar yoktur ne ülkemizde ne de dünyamızda". 

Gerçek İslam  ve Gerçek Müslüman da ADALET bir kavram asla değildir. Ama siyasetçinin dilinde tatlı bir yemiş olmuş ADALET halkın karşısında konuştuğu zaman.

Hangi siyasî parti olursa olsun asla halk olmayacaktır. Adalet, Devlet ve imkanları vb.sadece siyasî partiyi mutlu edecektir.

Mesala, Torku isimli kooperatif gıda alanında çeşitli ürünler sunuyor. Bunlar kısaca; sıvıyağ, çay, kek vs. Kısa zamanda tanındı ve para içinde yüzüyor. Peki bu nasıl oldu? Büyük ihtimalle Akp sayesinde. 
Peki ucuz ürün satışı yapılıyor mu? Hayır, pahalı! 

Çaykur. Hatırladınız mı? Bizim Devletin. Peki çaylar ucuz mu? Yine hayır! Kendi şirketimiz bile bize pahalı çay satıyor. 

Devletimiz Torku gibi birkaç kooperatif şirketini bile zengin etti. Ve bunlar Akp'nin bir kazığı. Ürün kalitesi için değil fiyatlandirma kazık.

Devletimizi kim yönetirse yönetsin onun emrinde ona boyun eğmektedir. Bu dünden bugüne ve yarın da hep böyle devam edecektir.  

Eğer halk T.B.M.M. içerisinde tamamen olursa ve hiçbir siyasî insan olmazsa belki ülke sorunları çözülür  ve Adalet mekanizması daha iyi işletilebilir. Yani tayyip kanunları silinip daha adaletli kanunlar ortak paye ile çıkacaktır. 

Müslüman insan siyasî olmamalı ve şov yapmamalıdır. Şov ve siyaset için çok para harcanır. Peki bu para kimden? Devletimizden alınır. Devlet de halktan alır.

Kısaca anlatayım.
 Akp, Chp, Mhp, vb bu siyasî partilerin kanunları ile bir ülke kalkınmayı doğru yaşamaz ve yaşamadığı gibi de anlaşılmaz olur. Bugün yaşanılan kalkınma gerçek değildir.  Çünkü ne devlet ne de halk yoktur. 

Diğer konu;

Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala.
Bu insanları içeride tutuklu olarak daha fazla tutmanın ise Adalet sistemimizi düşündürüyor.

Keyfî Adalet olmayacağı gibi Keyfî iyilik de olmaz. 

Kendimiz istiyoruz diye insanların hak ve hürriyetlerine zulmedemeyiz.

Hapiste ki insanlar için düşündüm. çünkü Adalet benim veya bir başkasının keyfi kararı olmamalı. Eğer o mahkum edilen insanlar keşke pişman olmuş olsalar bazı şeyleri konuşma vakti doğar.

Ama yine de Gevşememeliyiz. Çünkü zalim fırsatını bulduğu anda ayyıldız bayrağımızı semadan alır ve yere çarpar.. ve ne mi olur? Başka bir ulus, milletin bayrağı semamızda dalgalanır. Buna izin vermemeliyiz.

İslam almak üzerine inşa edilen bir din değildir. Ama ülkemizde her şey almak üzerine inşa ediliyor. Fiyatlandırmalar ve Asgarî ücret, tayyip kanunları ve dahası.. Hep almak üzerine kurulu. Vermek değildir almak.

Hesap ve karşılık gözeten almayı bilen bir toplum olma hikayemiz geçmişten başlıyor aslında. Bugün için değil. Dünden bu yana.

Örneğin, Anne ve baba sözleri ve öğretileri birer örnektir.

 Bazı olumsuz şeyler: Cimri olmak. Kötü söz ve davranış. Özür dilememek. Kalp kırmak. İşçilere düşük ücret vermek. Yalan söylemek.
Sadaka vermemek. Ve en bilineni de;
Düğünler de takılan her takı, para ve hediyenin bir karşılığı olması. Yani size kim düğünde çeyrek altın kim verdiyse siz de onun mutlu gününde çeyrek altın vermeniz gerekiyor. Çünkü karşılıklı.

Gerçek İslam bu değildir.  Vermek ve üstelik olursa eğer karşılıksız vermektir İslâm. 
Güzel söz ve davranıştır İslâm vb. Müslümanlığı en iyi Islâm tanımlar. Ama ne Chp ne de Akp vb. Siyasî partiler İslamı iyi anlatmıyorlar. Bilginiz olsun. 

Verme konusu Kur 'an da anlatılmıştır. En iyi verme karşılıksız olanıdır.  

Kısaca değindim ama siz iyi bir araştırma ile doğru sonuca varacaksınız. 
Ben çok doğru bilgi vermemiş olabilirim. 
Belki tamamen veya kısmen yalan bilgi vermiş olabilirim. Okuma ve öğrenmek ile başlar bilgilenmek. 

Anlayabilmeniz, zekânızdan, hafıza dâhil istifade etmeniz için bir örnek:

Salda Gölü aslında büyük bir alan ve sadece Gölden ibaret değil. Salda Gölü ve çevresi sadece canlıların özgürce yaşayabileceği bir güzel yer olamaz mı? Bu vereceğiniz  Cevap çok önemli hem aklınızı işletmiş olacak hem de İslama uygun düşündürtecek. Yani, hayvanların hakları olmalı mı olmamalı mı? 

Bir ot, köpek, kedi, kuş, ağaç, çocuk, bebek ve insan vb. Deyip geçme ey insan!

Dip Not: Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala ve diğerleri de dâhil bu düşündüğüm Adalet konusu Avrupa İnsan hakları mahkemesi ile ilgili değil aksine onlar geldi biz onlara gelmedik. Zaten onlara gelmemiz mümkün değildir. 
Anlayabilmeniz için denk geldi. Ancak karar veya açıklama AHIM örgütünü  bağlar bizi değildir. Karşı da değiliz. Önemli olan ADALET öncelikli olup ve keyfi karlar vb. Olmamalıdır. 

Türk Hekır grubu AHIM Web sitesini çökertmiş ama ben siteye girdim.
Haberi basından öğrendim. Basından öğrendiğim gibi kolaylıkla sitenin adresini buldum ve içerideydim. Ama site ilk giriş karşılama ekranında sitenin tadilatta olduğu bilgisi veriliyor. Ama bu beni hiç engellemedi.

Sevgili Türk Hekırlar! Öğreneceğiniz çok şey var bu dünyada. Çalışmaya; azim ve sabır, sebat ile devam ediniz. Öğrenmeye de. Sizleri seviyoruz! 

Yanlış bir çağrışım olmaması için ifade edeyim ki, ben Hekır değilim ve benden  Hekır olmaz.

Yüce Allah tüm biz insanların Rabbidir. Ondan ayrılan olmayınız.  Allah en hayırlısıdır. 










Hiç yorum yok: